7 Eylül 2010 Salı

9. hafta!

Fikstür açıklanalı bir kaç hafta oldu... Hepimiz ilk iş derbilere baktık yalan yok. Futbolu seviyoruz ama rekabeti daha çok seviyoruz sanki. İlk derbi Fenerbahçe-Beşiktaş arasında 5. haftada, Galatasaray ile Beşiktaş ise 14. haftada karşılaşacak... Ama Beşiktaşlılar kusura bakmasın konumuz Kadıköy’deki 9. hafta. Derdimiz belli, ailecek bekleriz.

26 Ağustos akşamı malum, kırmızı ve lacivert taraflar Avrupa kupalarına veda etti. Herkes oldukça öfkeli ve de üzgün. Şimdi Fenerbahçe-Galatasaray derbisi iki kere önemli. Malum annemizin ligine döndük, iki camiayaya da biraz moral gerekli.

Daha çok var denebilir ama öyle değil. Her sene iki tarafta sezondaki bu iki maça bileniyor. Es kaza bir de Türkiye Kupası çıkarsa ne ala. Ligde Fener üstün, kupada Galatasaray. Ama her daim sürprize gebe maçlar. Sporun unsuru antrenör, oyuncu, yönetim ve medyanın bekleyişi farklı birbirinden, taraftarın ki ise bambaşka.
Günlük hayatımızın bir parçası o takımlar, üzerlerine geçen sohbetler ya da birbirini kızdırmalar. Şimdi ortada Avrupa da olmadığından tam kaldık başbaşa. İki tarafın da istediği az değil. Sadece kazanmak yetmez, temiz galibiyet olmalı. O da yetmez karşı cephede dengeleri yerinden oynatmalı. Sezona yapılan kötü başlangıçlar düşünüldüğünde çok da haksız bir bekleyiş değil aslında.

Futbolu sevenler olarak hep biraz hayalperestiz zaten. O yüzden hayal kurmak serbest. Sorsak ne fanteziler çıkar herkesten. Dolayısıyla hayal kırıklığı yüzdesi de yüksektir o bekleyişin. 1000 tane adam 100 bin kere yazdı futbolun doğasını, kurgusunu, dinamiklerini... Söyleyecek yeni bir şey yok da her sene aynı bekleyiş var işte!

Kadrolar, sakatlar, cezalılar, hakemin açıklanması vs vs... Hepsi konudur, hepsi beklenir, sonra mevzuya inanç meselesi dahil olur. Teknik direktörlerin demeçleri, futbolcuların ruh halleri, gözünün üstünde kaşın var gerginlikleri... Heşey biter o düdük çaldığında ve nihai bekleyiş başlar; 90 dakikayı bitiren için. Kimi rahattır kimi huzursuz. Beklenir durulur. Bir an unutmak için, bir anlık tarifsiz sevinç için, ertesi sabah ofise, kahveye ya da mahalleye başlar dik ve o tuhaf sırıtışla girmek için... Bir gol neleri değiştirir?

Bekleyen

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder